"Sağlıklı olmak varlıklı olmaktan değerlidir."
Son yıllarda katlanarak artan antidepresan kullanımından
mı başlamalıyım bu yazıya? Yoksa yaşı daha 20’leri bulmayan en ufak ağrıda
çekmece karıştırıp ağrı kesici arayan küçük kardeşimle mi? Sağlıklı olması için
tüm sermayesini çocukları uğruna harcayan ailelerle mi? Yakın geçmişe
baktığımızda fiziksel işlerin yoğunlukta olduğu dönemlerde bile hastalandığında
aklına ilaç gelmeyip dinlenmeye nasıl vakit bulduğunu anlayamadığım
dedelerimizle mi? Meşguliyetleri ve öncelikleri değişen bir toplum kendi
sağlığı konusunda ne kadar mantıklı kararlar verebilir ki? Ya da bizim sağlımız
için alınan bu kararlar kimler tarafından belirleniyor?
Fiziksel işlerin yerini daha çok zihinsel
işlere bıraktığı bu dönemde, sağlık imkanları geçmişte olduğu gibi kısıtlı
imkanlarda olmamasına rağmen insanların bedensel sağlıkları, içlerinde 30
tablet olan bir kutu ilaç ile sağlanır oldu. Koruyucu hekimlik tozlu raflarda
beklerken, hastalıkların nedeninden çok ortaya çıkardığı sonuç üzerinde
geliştirilen tedavi yöntemleri bizleri sağlıklı değil de bağımlı mı yapıyor
acaba? Kadim halk hekimlerinin üzerinde
ısrarla durdukları konuların başında gelmekte olan beslenme uzak geçmişte en
önemli konular arasında yer almaktaydı. ‘İnsanlar geçmişte hastalıklarla nasıl
baş ediyordu?’ sorusunun cevabı birçok ailede şimdi olduğu kadar hasta
olmuyorduk şeklinde verilmesi tesadüf sayılamaz. Doğru beslenen bedenlerin
hasta olma ihtimallerinin düşük olduğu herkesçe bilinmektedir. Fakat bugün
aperatif adı altında oluşturulan beslenme şekli ile insanların düzenlerinin
bozulması ve bunun sonucunda oluşan hastalıkların da yine aynı şekilde aperatif
olarak kolay ulaşılabilen tablet veya farklı tip ilaçlarla sağlanır oldu.
İlaçların içlerinde bulunan prospektüslerin yan etki bölümü açılıp okunduğunda
içlerinde bulunan tehlikeler azımsanacak gibi değil. Yediğimiz fazla yemekler
bile hazımsızlık, ülser, gastrit gibi hastalıklara yol açmaktadır. Peki bu
tükettiğimiz ilaçlarım vücuda sadece yararı mı vardır? Birbirine destek olan
arkadaşlıkların ve tecrübelerini sonraki nesillere aktaran atalarımızın yerini
alan antidepresanlar, insanları iyileştirmekten çok yalnızlaştırmış olmalı ki çözümden
daha çok bağımlılıklar konuşulur oldu.
İlaçların varlığı
bazı dönemlerde bizler için bulunmaz bir nimettir. Fakat bilinçsiz ilaç
kullanımı ile gelecekte oluşabilecek sorunları halının altına süpürür olduk. İsmail
Tokalak’ın ‘’Dünyada İlaç ve Kimya Terörü’’ adlı kitabında da bahsettiği gibi
‘’Unutulmamalıdır ki ilaç firmalarının müşterileri sağlıklı insanlar değildir.
Ne kadar sağlıksız insan olursa o kadar çok para kazanılır.’’ Bu söylemler
doğrultusunda bizler için asıl mesele insanlara fayda sağlamak mı yoksa para
kazanmak mı sorusu en sağlıklı şüphelerden birisidir. Çünkü ilaçlar kendi sebep
oldukları hastalıkları tedavi edemezler.
Unutma! O
kıymetini hiç bilmediğin paha biçilemez sağlın, yarın sabahı bekleyen
hastaların hayalidir.